Merhaba a dostlar 🙂 Bugün facebook hesabımda sevgili arkadaşım Cemal Gül‘ün paylaşmış olduğu dramatik bir hikayeyi okuyunca hem tebessüm ettim hem düşündüm hem de kendi adıma bir şeyler çıkardım. İlkokulda okurduk böyle hayvanlı bitkili lafonten tarzı masalları. Onlar dile gelirdi insanlara birşeyler öğretirdi. Her hikayenin de derin bir mesajı vardı. İşte bu da onlardan biri. Çok seveceksiniz o kesinde, nasıl bir ders çıkaracaksınız kendi adınıza onuda yorumlar kısmında görmek isterim 🙂

Çarpıcı konu başlığına aldanmayın aşkından bitkisel hayata girdi dediğimiz zaten bir bitkidir, aşk vardır içinde bitkisel de olsa okutturur kendini. Zira bir blog yazarına göre konu başlığı çarpıcı olmalıdır, merak uyandırmalıdır demi 😀

İşte o hikaye ve konu başlığım ile olan alakası

Bitkilerin aşkı

Bitkilerin aşkı

Bir varmış bir yokmuş
Bahçenin birinde güneşe sevdalı bir gündöndü yaşarmış.
Onun dibinde de gündöndü-ye sevdalı bir sarmaşık. Gündöndünün gövdesine sımsıkı sarılır yüzünü ona dönsün onu sevsin diye umutla beklermiş. Gündöndü ise her sabah güneş doğduğunda yüzünü sevdayla göye çevirip hayran hayran güneşi seyredermiş, sarmaşıkcık çaresiz daha bir sıkı sıkı sarılırmış gündöndüye ama nafile… Gündöndünün aklı güneşte…. Akşam olup-ta güneş battığında sevdiğini yitiren gündöndü boynunu büker içine kapanır kalırmış üzüntüden. Sarmaşık daha sıkı daha sıkı yapışırmış o zaman gel gelelim sabah olduğunda gündöndünün yüzünü kendisine çevirmeyeceğini, güneşle onun arasına giremiyeceğini bir daha anlamış…
Ama bir sabah minik sarmaşık uyanınca ne görsün… ilk defa sevgili gündöndüsünün yüzü güneşe değil kendine dönük… Sevinçten az kalsın çığlık atacakmışki, gündöndüsünün öldüğünü anlamış. Çünkü sarmaşık sevdiğinin yüzünü kendisine çevirmek için onun gövdesine sarıldıkça, yavaş yavaş onu boğduğunu, öldürdüğünü hiç farketmemiş… Gündoğdu ölünce sarmaşığın sarılacağı bir şeyde kalmamış… Zamanla oda sararıp solmuş… Sonra çiftçinin biri gelmiş ikisinide bir kenara koparıp fırlatmış…