O gün tam olarak bilgisayar başında ne izliyordum bilmiyorum. Muhtemelen bir Tayfun Erbilen videosu, yazılımcıydım, öğrenmeye açtım çok hızlı öğreniyordum ve en iyisi oydu. Acıkmıştım, ne zaman mutfağa girsem günlerdir atılmayı bekleyen bir çöp yığını vardı. Açtım ve huyumdur, birşeyler hazırlamadan önce çöpü boşaltırım çünkü; birşeyler hazırlarken ben aşırı çöp üretirim. Üzerimde ise çöpümü döküp yemeğimi hazırlayıp yedikten sonra birazdan yatacakmışçasına eşofman vari rahat elbiseler vardı. Anahtarımı cebime, çöpüme elime aldıktan sonra evimin karşısında duran çöp konteynırına doğru yürümeye başladım. Tamı tamına otuz adımlık hayatımı değiştirecek bir acaip durum.
Bir anda, çöpü döktükten sonra tekrar karşı yolda duran daireme doğru ilerlerken farları gözüme alan, tofaş diye nitelendirdiğimiz bir vasıta ayaklarımın dibinde durdu. Arkadaşımdı, ama onun aracı yoktu. Yeni almış olmalı ki, hava atmakla karışık gel gezelim dedi. Takvimler o zaman 2012’yi gösteriyordu ve ben bekardım, hiç bir zaman planım yoktu doğaçlama yaşardım. Gelen bu kişi bir arkadaşımdı, denk mi geldi tesadüf müydü bilemiyorum ama kötü bir zamanlama olduğu kesin. C.K. isimli bu arkadaşım aracı yeni aldığını ve gel beraber bi kaç bişey içelim dediğini hayal mayel hatırlıyorum.
Bindim. Kazak gölü diye adlandırılan mesire alanına gezmeye gittik. Sevgili arkadaşım tanıdık görür, olur olmadık bir akrabaya denk geliriz diye olur olmaz izbe bir yerde içmemizi tavsiye etti, hikaye bu ya biz de bize uyar iyi olur diye düşündük.
Ormanın dibinde bir patika üzerinde bağdaş kurmuş şekilde sohbet-i hasb-i hal eder ikene, ormanın olur olmaz yerinde sanki birisi elinde ki lambayı iki eli arasında okşayıp sıvazlamışçasına bir cin çıkıverdi. Bakmayın cin dediğime, bir den fazla cin:) 2 tane hatun kişisi, önümüzde ki patikadan geçip yirmi metre kadar uzakta olan bir ağacın dibine oturuverdi.
Şimdi onların gelişlerini hatırlıyorumda birkere şunu söylemem gerek çok iyi hatunlardı artı o karanlıkta saat gece onbirbuçuk sularında ormanın içinde ne işleri vardı?
Neyse kafamda deli sorular depreşir dururken alkolün verdiğe yetkiye dayanarak aslında bunu o an pek sorgulamadım. Çünkü az önce betimlediğim gibi cin filan olsalardı besmeleyle bilmem ne giderlerdi. Ama ben besmele hak getire C.K. gibi bu kızları nasıl ayarlarız da felekten bir gün çalarız diye düşünmüştüm.
Az sonra karşılılı oturduğum arkadaşım kızların yanına gidecekti ve benim çok uzağımda ne konuşuyorlşar acaba dedirten şekilde duyulamayacak fısıltılarla aralarında konuşacaklardı. Dayanamadım bende gittim. Kıyısından köşesinden bu sohbete dahil oldum. Olay şu ki bu iki kız arkadaşın aslında buraya gündüz erekn saatlerde bir modifiye araç grubunun sosyal medya üzerinden örgütlenmesi vasıtasıyla geldiklerini, bu arkadaşların da model olduklarını öğrenmiş oldum. Şimdi model deyince aklınıza maken falan gelmesin. Bunlar baya bildiğin ipini koparmış bir aile faciası probleminin doğurduğu zavallı cahil kız çocuklarımız tabi bu şuan ki fikrim neyse.
Sevgili arkadaşım o an, onların derdini dinledikten sonra yeni bir araç almanın vermiş olduğu heyecan ile sürekli, benim aracınm var, benim arabam var, ben bir aracı olan insanım, herkesi aracı olamaz ama ben arabası olan biriyim araç deyip geçme size bu konuda aracıyım gibi, her iki lafında yeni bir araç sahibi olduğunu vurgulayan cümlelerle bu kızları ikna eder ve yolu koyuluruz. Buraya kadar esasında hiç bir problem yoktur. Görünen odur ki insanlık dile gelmiştir.
Yola çıkılmıştır dört kişilik ve tofaş diye nitelendirdiğimiz türünün son örneği bu araçta hep beraberdik C.K aracı kullanıyordu, ben yanındaydım, kızlar ise arkada oh ne güzel…
Şehir içine gelmeden en erken tekel büfede durulmuştur, nezaketende sorulmuştur. Şey biz alkol vs alacağız da bir istediğiniz var mı? Enerji içeceği uygundur cevabı ile birlikte alınacaklar alınmış ve yola devam edilmiştir.
….devam edeceğim