Cumhuriyet, başka nerelerde Osmanlı’yı devam ettiriyor?

Anayasa Mahkemesi hariç, Yargıtay, Danıştay Osmanlı’dan devralınan yüksek mahkemelerdir. Ordu da öyle Mete Han zamanında kurulmadı. Bugünkü ordu, 1826’da İkinci Mahmut’un kurduğu ordudur. İtfaiye de, polis de Osmanlı kurumlarıdır. İstanbul Üniversitesi de 1901’de açıldı. Ayrıca Cumhuriyet’le Osmanlı arasında sembolik seviyede de devamlılık var.

Nedir o?

Osmanlı hanedan devletinin bayrağıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı aynı. Son kertede baktığınızda bu bayraklar geniş ölçüde aynı. Osmanlı takipçisi ulus-devletler içinde kırmızı zemin üzerinde beyaz ay ve yıldızı koruyan tek devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Kaç padişah tahttan devrildi?

Klasik dönemde değil ama, Genç Osman’dan sonra padişahlar tahttan indirilmekten ve öldürülmekten çok korktular. Genç Osman, Avcı Mehmet, İbrahim, Üçüncü Selim, Abdülaziz, Abdülhamit, Beşinci Murat, Dördüncü Mustafa hep tahttan indirildiler. Bunların bazıları da öldürüldü. İngiliz tarihinde tahttan indirilip öldürülen sadece Birinci Charles vardır. Fransız tarihinde Louis vardır. Bizde ise çok yaygındır. Şehzadelerin öldürülmesi de çok yaygındır.

Kaç sadrazam idam edildi?

İstatistiğini tutmadım ama sayısı 40-50-60’a kadar çıkar. Aslında Osmanlı’da kölelik çok geniş bir kategoridir. Cariyelerin yanı sıra devşirmeler var. Onlar da askerî köledir. Yönetici olabilirler ama bunlar padişahın köleleridir. Padişah bir gün canı sıkıldığında, yargısız sorgusuz sualsiz katledebilir bir paşasını. Çünkü bunların kökeni köledir. Toplum ise daha özgürdür. Padişah, ayakkabıcı Ahmet Ağa’yı yargısız, sorgusuz sualsiz öldürtemez, şer’i mahkemeye götürmesi gerekir
ama sadrazamı öldürtebilir.

Padişahlar, cariyelerini katlettiler mi peki?

Dönem dönem ettiler. Çok sık olmasa da, boğdurulup çuvala konulup Sarayburnu’dan denize atılırlardı. Osmanlı’da erkeklerde politik şiddet çok sıktı. İkinci Mahmut dönemine dek kesintisiz devam etti. Politikaya giren, padişah adına güç kullanan, yönetici olan adam idamlık gömleğini de giymiş demekti. O kişinin yatakta ölmesi zordu. Genellikle padişah tarafından katlediliyorlardı. Padişah onlara gücü veriyor sonra da öldürterek geri alıyordu. Bu sınıf bunu kabullenmişti. Düşünün, Tanzimat’a kadar, “Ben neden öldürülüyorum” itirazı yoktu…