Sorularla Osmanlı Devleti’nin tüm gerçeklerini,
Tarihlenk kitabının yazarı Doç. Dr. Hakan Erdem, Neşe Düzel’e konuştu.
“Rejim değişikliğini çok abartıyoruz. Yargıtay, Danıştay Osmanlı’dan devralındı. Ordu da öyle Mete Han zamanında kurulmadı. Bugünkü ordu, 1826’da İkinci Mahmut’un kurduğu ordudur.”
“Osmanlı hanedan devletinin bayrağı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı aynı. Osmanlı takipçisi ulus-devletler içinde kırmızı zemin üzerinde beyaz ay ve yıldızı sadece Türkiye Cumhuriyeti korudu.”
“Osmanlı kâtibinin elinden çıkma yazmaya hayran olurum ama Osmanlı’nın savaştan sonra savaş esirlerini toplayıp öldürmesine hayran olmam. Savaş esirleri hep öldürüldü.”
NEDEN HAKAN ERDEM
Tarihimizle sürekli övünürüz ama aslında tarihle ilgili çok az şey biliriz. Bildiğimiz çok az tarihi de tamamen doğru kabul ederiz. Önümüze farklı bir tarih yorumu ya da tarihî gerçek konduğunda hemen alınırız, inciniriz. Daha da ötesi, kimliğimiz hakarete uğramışçasına sarsılırız, öfkeleniriz. İdeolojilerimiz doğrultusunda, hainlik suçlamalarına ve yasaklama taleplerine başlarız. Kanuni Sultan Süleyman’la ilgili televizyon dizisine de bugüne kadar bize öğretilenlerden hiçbir kuşku duymadan aynı ideolojik tepki gösteriliyor şimdi. Acaba biz Osmanlı’yla ilgili bütün gerçekleri biliyor muyuz? Ya da gerçeklerin ne kadarını biliyoruz? Neden Osmanlıyla ilgili gerçekler bizden saklandı? Türkiye’de bir Osmanlı hayranlığı var mı? Bizim aklımızda nasıl bir Osmanlı İmparatorluğu var? Gerçekte Osmanlı nasıldı? Padişahlar nasıl yaşardı? Bütün Osmanlı padişahlarının haremi var mıydı? Harem tam olarak neydi? Niye böyle bir kurum vardı sarayda? Kanuni Sultan Süleyman nasıl bir insandı? Oğullarını niye öldürttü? Osmanlı’da eşcinsellik yaygın mıydı? Sarayda eşcinsellik var mıydı? Padişahlar içki içer miydi? Sarayda iktidar kavgaları olur muydu? Kaç padişah tahttan devrildi? Kaç sadrazam idam edildi? Bütün bu soruları, önde gelen tarihçilerimizden Hakan Erdem’e sorduk ve çok çarpıcı cevaplar aldık. Tarih-Lenk ve Osmanlı’da Köleliğin Sonu isimli tarih kitaplarının yanı sıra yayımlanmış üç de romanı olan Doç. Dr. Hakan Erdem Sabancı Üniversitesi’nde ders veriyor.
Biz, Osmanlı’yla ilgili bütün gerçekleri biliyor muyuz?
HAKAN ERDEM: Hayır bilmiyoruz. Profesyonel tarihçiler de bütün gerçekleri bilemez. Çünkü bütün kayıtları, kronikleri gördük, değerlendirdik diye bir durum yok. Osmanlı tarihi, akademik çalışma olarak da emekleme döneminde hâlâ. Osmanlı tarihine henüz ucundan kıyısından dokunduk. Osmanlı’nın dış ülkelerle savaşları ve barışlarıyla ilgili olarak bile katkı yapılacak hâlâ çok nokta var. Aslında Osmanlı, evraksız, kayıtsız bir toplum da değil. Bilakis çok belge tutmuş bir toplum bu. Biz tarihçiler olarak henüz bu belgelerin hepsini tüketmedik. Biz Osmanlı’nın padişah tarihini de, elitin, yöneticilerin tarihini de eksik biliyoruz. Tarih yazımı çok gelişkin değil Türkiye’de.
Biz her lafa “şanlı tarihimiz” diye başlarız. Bu kadar övündüğümüz tarihimizin yazılması niye gelişmedi?
Bu kadar övündüğümüz için gelişmedi. Tarihe ne kadar şanlı dersek, tarihle ne kadar çok övünürsek, tarihin gelişmeme ihtimali de o kadar yükseliyor zaten. Mesela ben Osmanlı köleliğini çalışmak istediğimde, bana, “Osmanlı’da kölelik mi var! Niye çalışıyorsun evladım!” diyen hocalarım oldu. Oysa yüz sene öncesine kadar, yani Cumhuriyet dönemine kadar burada kölelik vardı. İnsanların bazısı köleydi, bazısı hürdü. Bunu söyleyen hocam, “Eee cariyeleri de köle mi sayacağız?’ dedi.
Haremdeki cariyeler köle değil midir?
Tabii köledir. Kafanızdaki köle modeli, plantasyonlarda çalışan pamuk işçileri olursa, cariye o işi yapmadığı için öyle
düşünürsünüz tabii. Osmanlı ekonomisi eski Roma, Güney Amerika gibi köleci bir ekonomi değildir ama, Osmanlı’da
cariyeler vardır, askerî köleler vardır, kul sistemi vardır. Okullarda Osmanlı tarihindeki kölelikle ilgili hiçbir şey
anlatılmıyor. Mesela yeniçerilerin köle olduğu söylenmiyor.